2 Eylül 2008 Salı

Hayata bir bakış

Neden ve niçin soruları ne kadar anlamlı ve çok cevaplı sorulardır aslında.İçerisinde kararsızlık yalan hesapsızlık gerçek bilinmezlik gizem şeytanlık sahtelik iyisiyle kötüüsüyle ne kadar çok cevaplar taşır. Aslında var olan 2 seçenektir birinden biri tercih edilmez çünkü yalındır verilen cevaplar süslenmeden bi anlam ifade etmez diye düşünülür oysa yaşamın içerisinde yaşamı var eden kandırmacaların bir parçasıdır.Yaşamın kandırmacası evet bize işte bu dolanbaçlarla yaşanacak diye sunulan ve bizimde elimizden geleni ardına koymadığımız bir sürü entrikalar dizisi işte Neden ve Niçin sorularına hiç dolanmadan uzatmadan verilecek bir cevap Bilmiyorum evet bilmiyorum hayatın işte tamda neresinde olduğumu bilmediğim ve hiç bir zamanda öğrenemeyeceğim bir yerinden baktığımda görünen bu BİLMİYORUM..

1 yorum:

crato dedi ki...

işte bu sebepledir ki; içinden çıkalamayan problemlerde 3. tekil şahıslara konu anlatılıp sorulan sorularda alınan cevapların isabet oranı yüksektir denilir. çünkü, onlar konu içerisinde ezilmemiş, atmosferinin etkisinde kalmamıştır. çünkü onlar süsleme gereği duymaz direk cevabı söyleyebilecek cesareti kendilerinde bulabilirler.

bir çemberin üzerinde rastgele işaretlenmiş iki noktanın arasındaki en kısa yol, çemberin görünen izi üzerinden gidilerek elde edilen değildir bildiğimiz gibi; bu noktaların ikisini birden dik kesen doğrudur en kısa yol. belki adına "gerçek" demeliyiz ve belki de bu noktaların birinin adına "soru" diğerinin adına da "cevap" ya da "neden" ya da "niçin" demeliyiz.

sorular ve cevaplarını çemberin etrafından (ve genelde bizim yaptığımız gibi uzun yoldan) dolaşarak değil aralarından dümdüz bir doğru çekerek vermeliyiz.

elbette bu cevaplar, bilim kurgu filmlerindeki görevini yaptıktan sonra 10 saniye içerisinde kendini imha eden kasetler gibi kendini imha etmemeli. aksine zihnimizin içinde "kullanılanlar ve sürekli kullanılmaya hazır bulunanlar" rafında saklanmalı, "zihnimizin geri dönüşüm kutusu"nda değil.